Kişiler: Ahmet Doğan, Canberk Öztorun
Röportajın Yapıldığı Yer: Cihangir Sports Club, AD KICKBOXING
Tarih: 18 Ocak 2019

Bu “Çekirgenin Not Defteri” serimizin ilk röportajı. Hayatlarıyla ilham verenlerin hikayelerini sizinle paylaşacağız. Serimize ilk misafirimiz, misafir değil aslında ev sahibi sayılır; sizin YouTube videolarımızdan tanıdığınız, benimse yaklaşık 3 yaşından beri tanıdığım Canberk. Hoş geldin.
– Merhaba hocam, hoş buldum. Teşekkür ederim.

– Bize kendini tanıtabilir misin?

Tabi. Ben Canberk Öztorun, 1997 İstanbul doğumluyum. Çocukluğumda ailemin Amerika’ya taşınma kararı ile kısa bir süre orada yaşadım ve Türkçe’yi unutacak kadar İngilizce öğrendim, ardından geri döndük. Velilerin çocukları başarılı olsun diye yarıştırdığı, eğitim sisteminin “yarış pisti” olduğu ve sürekli değiştiği, aynı zamanda teknolojinin hızlı geliştiği bir çağda yetiştim. Babamlar veya o jenerasyondakiler kadar sık sokakta oyun oynama, halı saha maçları yapma ve çok aktif olma fırsatım olmadı Tam bir apartman çocuğuydum. Gelişen teknolojiyle ve hayatımdaki anlamı aradığım ergenliğimle birlikte de bilgisayar oyunları oynamaya başladım. Hareketsizce geçirilen özgüven problemleri ile dolu çocukluk – ergenliğimden sonra spor hayatım (Kick Boks) başladı ve hayatım 180 derece, iyi yönde değişti. Şu an da İstanbul Üniversitesinde uzay bilimleri bölümünde okuyorum.  Kısaca özetlemek gerekirse bu kadar. Evet, bir de Malatyalıyım.

– Kaç yıldır Kick Boks yapmaktasın?
2010 – 2012 Kids Martial Arts sınıfında başladım Kick Boks yapmaya. Ara verdikten sonra 2015’de tekrar başladım ve hala yapmaktayım.

– O arada neler yaşandı? Bildiğim kadarıyla o arada bir “Gamer’lık” süreci yaşanmaktaydı hayatında.

Aslında tüm hayatım boyunca bilgisayar oyunlarına meraklıydım ancak ara verdiğim yıllarda internet ortamında oyun yayınları yapıyor ve oyunlar hakkında yazılar hazırlıyordum. O üç sene uzun saatler (minimum 10 saat) bilgisayar başından kalkmadığım hareketsiz bir hayatım oldu. Hayatımın en az dokuz senesini “World of Warcraft”a, neredeyse on senesini, hatta bir ara profesyonel oynama fırsatım da oldu, “League of Legends” oynayarak geçirdim. Online oyunlar dışında da kült sayılabilecek eski, yeni her oyunu oynadım diyebilirim.

– Hatırlıyorum o dönemleri. Peki seni spora yeniden başlamak için motive eden şey neydi?

Bilgisayar başında saatlerce vakit geçirmenin sonucu vücudumda aşırı kilo olarak belirmişti. Yaklaşık 105 kilograma kadar çıkmıştım ve hareketlerim iyice kısıtlanmıştı. Üstüne rahat nefes alamıyor, düzensiz uyuyor ve besleniyordum. Bu tabi ki hayat kalitemi çok düşürüyordu; ailemle, insanlarla olan ilişkilerimden tutun derslerime kadar özgüvensiz ve düzensizdim. Bir gün internet üzerinden canlı yayın yaparken nefes alamadığım ve normalden daha çok tıkandığım anlar yaşadım. Üstüne siz, hocam, kendime dikkat etmediğimi bana çok sağlam hatırlatmıştınız 😊. Kollarımı yana açmamı isteyip, sarkan yağlarımı öne doğru tam anlamıyla katlamıştınız. Ben de böylelikle harekete geçme kararı aldım. Bana iyi geleceğini düşündüm, denedim ve şu an çok memnunum halimden.

– Herkes özgüven arttırmak için formüller arar. Bir aç kapa tuşu, ya da bir şey yiyerek veya içerek özgüven artar gibi gelir ama aslında öyle bir şey yoktur. Özü beslemedikçe, güven de artmıyor. Kendin için bir şeyler yapmak, mücadele etmek, düşmek, yenilmek, tükenmişlikleri aşmak bunların hepsi özgüveni inşa ediyor.  Şimdi kaç kilosun?

Şu an 78-80 kilo aralığında gidip gelmekteyim, ilk kilo verdiğimde 65 kiloya kadar düşmüştüm. Yani yaklaşık 40 kilo verdim. Sonrasında sağlıklı kilo aldım. Çok kilolu olmayı da çok zayıf olmayı da tattım diyebilirim. İkisinin de tatsız tarafları var. Harcadığımız kadar beslenmek ve kıvamında hareket etmek çok önemli.

– Başlarda antrenman yapmak nasıldı senin için? Zorlanıyor muydun?

İlk antrenmanların bana nasıl hissettirdiğini çok az hatırlıyorum açıkça söylemek gerekirse. Artık benim için hayatın olmazsa olmazı haline geldi spor, özellikle Kick Boks. Çok, çok keyifli. Tabi başlarda kondisyonum, vücut yeterliliğim bir hayli yetersiz olduğu için çok sık nefes nefese kalıyordum. Hareketleri doğru düzgün yapamıyordum. Başlarda biraz kendime kızdım ama bu kızgınlık zamanla; “Ben kendime bunca sene ne yapmışım” farkındalığına dönüştü. Yapamadığım hareketlerin üstüne giderek ve yeterliliğimi arttıracak antrenmanlarla (şınav, barfiks, gölge boksu, ip atlamak gibi..) zamanla adapte olmayı başardım ve gelişimin tadına iyice vardım.

– Çok iyi, gerçekten gurur duyulası bir hikaye. Spor hayatında girdikten sonra, bu gün halen bilgisayar oyunları oynuyor musun?

Tabi ki oynuyorum. Bilgisayar oyunlarını aşırıya kaçılmadığı sürece çok faydalı bile buluyorum. Bir çok parametreyi aynı anda düşünmeniz gereken ve hızlı karar alma becerinizi bir hayli geliştiren oyunlar var. Tabi başta da dediğim gibi aşırıya kaçmamak gerekiyor. Çünkü bilgisayar oyunları aslında birçok şeyde olduğu gibi bağımlılık yapabiliyor. Bu bağımlılığın sonucunu maalesef bedenimiz ödüyor. Etten ve kemikten bir bedene sahip olduğumuzu ve hayatı onunla algıladığımızı unutmamalıyız. Hayatı algıladığımız bedenimize iyi bakmakla yükümlüyüz, aynı zamanda ne kadar iyi bakarsak o kadar da iyi algılar, algıladıkça keyif alırız. Sadece beynimizi veya sadece vücudumuzu geliştirdiğimizde her zaman eksik bir yanımız olacaktır. İkisini de geliştirmek ve gelişimi izlemek beni çok mutlu ediyor, sizi de ettiğine, edeceğine eminim.

-Peki Kick Boks antrenmanlarının hangi kısımlarını daha çok seviyorsun?

Sparring yapmak! Şiddet yanlısı değilim, acı çekmeyi de pek seven biri değilim bunu şimdiden söyleyeyim ama darbe yemek çok rahatlatıyor. Şaka bir kenara; Model, darbe yastığı ve gölge boksu çalışmaları ile geliştirdiğim tekniğimi gerçek anlamda deneyimleyebildiğim bir çalışma sparring. %20 güçle belki daha azıyla bildiğim teknikleri konuşturabildiğim bir müsabaka ortamı olması inanılmaz eğlenceli, ruhu ve bedeni tatmin edici aynı zamanda inanılmaz bir özgüven geliştirici bence.

– İlham verici bir yol hikayen var. Gelişimine doğrudan şahit olan biri olarak hem mutlu oluyorum hem de gurur duyuyorum seninle. Son olarak senin bol oturmalı hayatına benzer yaşayan birilerine ne önerirsin?

İlk adımı atmak zor biliyorum ama sabredin ve yılmayın. Babamın bana vermiş olduğu bir öğüdü paylaşmak istiyorum sizinle; Üşenmeyin, ertelemeyin ve vazgeçmeyin! Kalkın ve Hayatınıza Hareket Katın!

Yazıda Adı Geçen Başlıklar ve Eğitimler:
Kid Martial Arts, Kick Boks, Sparring, İp Atlama,

Aşağıda içeriğini Canberk’in seçtiği 7 Boks Kombinasyonu ve bu röportajın videosuna ulaşabilirsiniz.

Canberk Öztorun ile söyleşi 00:20
İlk Boks Kombinasonu 03:20